11 Ekim 2013 Cuma

Özdemir Asaf Sözler Ve Şiirleri



Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde
Şarkılarımda, sözlerimde.
Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.
Sen göreceksin duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.
Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.
Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.
Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.
Bir gün, tam anlatmaya…
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım…
Anlayacaksın.



Derin bir uyku…
Düşümde
Düşündüm ister istemez
Aklıma takıldı
Yalnızlığın adı
Tam o sırada
Bir sinek
Beni uyandırdı
Gerçek bir sinek
Yalnızlığın adı
Düşümde kaldı


Bana yakın geldin dedi,
Sevdi.
Bana yakın geldin dedi,
Vurdu.
Adlarını sordum
İnsan dediler.


Ölümün Yükselişi Ve Çöküşü
Ne zaman bir yakını ölse birinin,
Onu ilk-olum sanır kalır o.
Ne zaman bir sevdiği ölse birinin,
Onu en-ölüm alır kalır o.
Ne zaman bir saydığı ölse birinin,
Onu hep-ölüm bulur kalır o.
Ne zaman bir-bildiği ölse birinin,
Onu son ölüm sayar kalır o.
Ne zaman bir umduğu ölse birinin,
Onu yok-ölüm duyar kalır o.
Ne zaman bir her şeyi ölse birinin,
Kendini ölümlere yaşar kalır o.
Ne zaman bir kendisi ölse birinin,
Ölümlerde kendini yaşar kalır o.
Özdemir Asaf

Ben birini sevmiyordum,
O da beni sevmiyordu.
Bir gün bir yerde randevulaştık.
Ben gitmedim,
O da gelmedi.


Sanki yontuyu kafasında en ince ayrıntılarına kadar tasarlayan bir sanatçının işe girişinde elleriyle ihtilâfa düşmesinden doğan sıkıntılı duruma benziyordu, kimi şiirlerde durumu.
Bana sorarsanız, 1952′lerde, kendisinden önceki tekniklere tümden kafa tutmaktan vazgeçtiği aşamada kendi sesini bulmuştu.
“Benim söylemek için çırpındığım gecelerde
Siz yoktunuz.”
dizelerinde bu oluşum evrsinin sıkıntılarını mı yansıtır bilinmez, ama artık kendisini özgür bırakmak istediği bellidir. Şöyle belirtir bunu:
“Kelimeler dilimin ucundadır
Kalamaz.”

 “Bir yatağın vardır
Seninledir
Uyuyunca kaybedersin.”
50′li yıllarda çıkan kitapları için, “Şairler Yazarlar Sözlüğü”nde, “Yoğun düşün ve duyarlıkları, çarpıcı sözcükler seçtiğini sezdirmeden küçük mısralar halinde işlediği kısa şiirlerle” verdiğini yazmıştım. Bir karşılaşmamızda, “Çarpıcı sözcükler aradığım doğrudur; ama çarpıcı düşün örgüsü içinde” demişti bana.
Çarpıcı düşün derken, aykırı doğruların peşine düşmedi Özdemir.
Dünyayı gördü. İnsanları, bireysel ve toplumsal çelişkileri gördü. Acımasızlığı gördü.
“Çürük deyorum, çürük değil deyorlar
Uzak deyorum, uzak değil deyorlar
Elimle bir bir gösteriyorum,
Evet bakıyorlar, hayır deyorlar.”
“Yumuşaklıklar Değil”den aldığım bu dörtlükteki sitem, insana aykırı pisliklerin biriktirdiği tepkilerden kaynaklanır bence. Bu tepki, Özdemir Asaf şiirinde çoğun inceyergi öğeleriyle çıkar karşımıza. Yer yer acıya ve öfkeye dönüşür.
“Savaş onu okul kapısında yakaladı
Bir adım kala insanları görmeye
Elinden kalemini aldılar,
İttiler ölmeye, öldürmeye.
Tam düşünürken vurdular.”
* * *
Acıyı ve öfkeyi şiirine kaynak olsun diye biriktirmedi Özdemir.
Yaşadı.
Hepimiz gibi, kabul etti.

Kendimi sileceksem, bilirim sende varım.
Senin ben yarısıyla seni ben tamamlarım.
Seni sende bütünler, sana sende inanır,
Seni sende silerim, seni bende yazarım.

Seni bulmaktan önce aramak isterim.
Seni sevmekten önce anlamak isterim.
Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
Sana hep, hep yeniden başlamak isterim.

Ben sensiz olanlara seni aratıyorum,
Ben sensiz kalanlara seni yaratıyorum,
Seni saklayacağım, seni yazıp-andıkça
Kendimi çoğaltıyor, seni kuşatıyorum.

Unutturmayacağım, seni yaşatacağım,
Kendimi çoğalttıkça, seni kuşatacağım,
Her zamanda, her yerde sen bende yaşadıkça…
Sen evreninde sana seni aratacağım.

 Kaynak : Özdemir Asaf







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder