"Gürsel Tekin'in Tuzla çıkışı, zamanlaması ve mesajı uygun bir hamle. Kılıçdaroğlu'ndan habersiz olmadığı da belli..."
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün yerel seçimlerde İstanbul Belediye Başkanlığı için aday olup olmayacağı tartışmaları kabak tadı vermişken CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'den gelen hamleyi Sabah'tan Mahmut Övür,"Tam bir satranç oyunu ya da 'CHP'de oyun bitmez'in yeni versiyonu." şeklinde yorumladı.
İşte, Övür'ün analizine göre anamuhalefet partisinde olan bitenin içyüzü:
Yerel seçim öncesinin en hareketli partisi CHP, bir kez daha İstanbul üzerinden derin bir tartışmanın ya da bir kopuşun eşiğinde. Aylardır geleceği beklenen Mustafa Sarıgül, işi uzatınca devreye Gürsel Tekin girdi ve İstanbul aday adayı olacağını açıkladı. Sürecin bu noktayı gelmesi şaşırtıcı değil. Bir süre önce, "Fazla naz aşık usandırır" diye yazmıştım. Geçtiğimiz hafta da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu "Bu sorulardan yoruldum"dedi ve sanıyorum o söz işaret fişeği oldu.
Bu ilk bakışta bir pazarlık gibi görünüyor. Sarıgül ve çevresi CHP'ye güçlü gelip, etkili olma stratejisi izliyor. CHP yönetimi ise "kanadı kırılmış, zayıf" bir Sarıgül peşinde. Hem "gelsin oyumuz artsın" deniyor hem de "parti içi iktidar" gibi çok şey talep etmesi istenmiyor. Gürsel Tekin'in Tuzla çıkışı bu yaklaşımın bir ürünü. Zamanlaması ve mesajı uygun bir hamle. Kılıçdaroğlu'ndan habersiz olmadığı da belli. Ayrıca parti içi farklı kesimleri de harekete geçirdi.
Şinasi Öktem ve Mehmet Ali Özpolat'ın orada bulunması, Deniz Baykal'dan Haluk Koç'a farklı aktörlerin de bu çıkışa destek verdiğini gösteriyor. Buna karşı hamle de gecikmedi. Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu "İstanbul'da yapılacaklar ortada" diyerek Sarıgül'e sahip çıkan bir çıkış yaptı.
Parti içi kavga mı çok seslilik mi?
Bu gelişmelerin parti yönetiminde ve tabanında şaşkınlık yarattığı çok açık. Genel başkan yardımcılarından milletvekillerine çok sayıda etkili ismin bu çıkıştan haberi yok.
Tekin, bir taşla birkaç kuş vurmanın peşinde. Sarıgül'ü sıkıştırarak CHP'ye az tavizle gelmesini sağlarsa başarı. Ama gelmez ve meydan Tekin'e kalırsa bu çok daha büyük bir başarı. Partisine moral verdiği gibi kendisini de kalıcılaştırmış oldu.
Tekin, bir taşla birkaç kuş vurmanın peşinde. Sarıgül'ü sıkıştırarak CHP'ye az tavizle gelmesini sağlarsa başarı. Ama gelmez ve meydan Tekin'e kalırsa bu çok daha büyük bir başarı. Partisine moral verdiği gibi kendisini de kalıcılaştırmış oldu.
Tabii pazarlığın bu boyutu kadar İstanbul hesabı da önemli. İlçelerde kim etkin olacak? Büyükşehir imar komisyonunda kimin adamı olacak? Şişli'de Emir Sarıgül'ün belediye meclis üyesi olması ne anlama gelecek? Tekin, bu hesapları da dikkate alan bir çıkış yapıyor.
Peki, Sarıgül bu çıkışa nasıl bir hamleyle cevap verecek? Bu sıkıştırmaya teslim olup, kuzu kuzu gidip dilekçesini mi verecek, yoksa bu sıkışmayı bir fırsata dönüştürüp yeni bir çıkış mı yapacak? Birinci şıkkı yapması zor görünüyor. Çünkü CHP'ye dilekçe verip "beni affedin" dediği anda etkili bir aktör olmaktan çıkacağını iyi biliyor. Kılıçdaroğlu da tüzüğün 38'inci maddesini işletip af çıkarırsa Sarıgül'ün elini güçlendireceğini iyi biliyor. Tam bir satranç oyunu ya da "CHP'de oyun bitmez"in yeni versiyonu.
Kenarda bekleyecek siyasi aktör
Zaten son dönemde ne zaman Sarıgül'ü yazsam ya da bir yerde konusu açılsa birkaç siyasetçi arkadaşım ısrarla şu tezi savunuyor: "Sarıgül garanticidir. Göreceksin CHP'ye gitmeyecek." Bunu da Sarıgül'ün ülkeyi karış karış dolaşarak "İstanbul'da yarı finale hazırlanıyorum" dediği bir zeminde söylüyorlar. Siyasette bu tür garip şeyler fazla olmaz. Şimdi bu garipliğin en kırılgan noktasındayız. İki taraf da sıkışmış durumda. CHP almazsa oy kaybedecek; Sarıgül de gelmezse hele gelmeme nedenini iyi açıklamazsa, siyasi yaşamı riske girecek. Üçüncü bir yol da var: Başta söyledik, Tekin'in çıkışı Sarıgül'e yeni bir manevra yapma yani kaçma şansı da veriyor. Kim bilir belki de birileri şöyle düşünüyor: "Seçimde yenilmemiş ve denenmemiş bir siyasi aktörün kenarda beklemesinde yarar var."
Öyle ya önümüzde cumhurbaşkanlığı, o da olmazsa genel seçim var.
Öyle ya önümüzde cumhurbaşkanlığı, o da olmazsa genel seçim var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder